GÖK TANRI Ä°NANCI
KADÄ°M TÜRK IRKININ Ä°NANCI
YÜCE YARATICI TÜRK IRKINI YARATIRKEN VARLIÄžINI TÜRK'ÜN KALBÄ°NE YANSITARAK SEVGÄ° Ä°LE KUTSAMIÅžTIR
Her ne kadar inkâr ediliyorsa da 70.000 yıl geçmiÅŸi inandıramıyorsak da artık toprağın altından 25 - 30 - 35 Hatta 40 milyon yıl öncesine kadar ortaya çıkan bulgular Türklerin Kadim geçmiÅŸini dünyaya ispat ediyor.
Türklerin dünyada tek tanrıya inanan en eski ve tek millet olduÄŸunu artık hiçbir tarihçi , arkeolog , araÅŸtırmacı veya bilim insanı inkâr edemiyor.
Çünkü dünyanın en fazla kültürel mirasını bırakmış o zengin tarihi olan Türk milletidir.
Kadim Yıllar Boyunca Orta Asya'dan yayılan o müthiÅŸ göç hareketleriyle dünyanın büyük bir coÄŸrafi alanına çeÅŸitli kültür ve götürdükleri gerçegi göz ardı edilemez.
O coÄŸrafyalara götürdükleri medeniyet ile o bölgeleri zenginleÅŸtirmiÅŸ ve tek tanrı inancını götürdüÄŸü bu yerlerde orada yaÅŸayan insanlarla paylaÅŸarak onların tek tanrı ile etkileÅŸmesini saÄŸlamış bir millettir. Bu etkileÅŸmeden de doÄŸan bir çok din olduÄŸuda inkar edilmecek bir gerçektir.
Gök tanrı inancına sahip Türler, Yüce yaratıcının yaratmış olduÄŸu canlı cansız her varlığın Ruhunun Tininin Özünün Bilinci olduÄŸuna inanır. Ve bu bilincin gözle görülmeyecek derecede ince bir çizgi ile Tek bir tanrıya Yüce yaratıcıya ,Gök tanrıyla bir bağı olduÄŸunu kabul etmiÅŸtir.
Türklerin kabul etmiÅŸ olduÄŸu bu baÄŸa " Göz Çıkrığı / Gök Çarkı ya da Çarkıfelek olarak isimlendirdikleri bir tamga ile tanımlamışlardır. Yani Gök tanrı inancını Gamalı haça benzeyen ama çok daha derin anlamları olan bir tamga ile belirlemiÅŸlerdir.
Bugün bu inancı kuantum araÅŸtırmacıları, astronomik gözlemciler, fizik yolunda çalışan bilim insanları ,bunu bir sicim teorisi ile atom altı parçacıkların bir Merkez kuvvete baÄŸ olduÄŸunu gözlemleyerek ispat etmiÅŸ durumda. Bu görünmeyen ince çizginin gezegenler ve yıldızların yörüngelerde Merkez kuvvet de döndürülen bir baÄŸla döngüsel hareket ettiklerini açıklamış bulunmaktalar. Ä°ÅŸte bu da bize Türklerin kozmoloji ile gök tanrı inancındaki baÄŸlarını da bu ÅŸekilde çözdüÄŸünü göstermektedir.
Türkler tüm varlıkların var oluÅŸlarını yani varlık olarak adlandırdıkları her ÅŸeyin bir güçle Ulu Tanrıya yüce yaratıcıya ona baÄŸlı olduÄŸuna ve onun gücü ile çalıştığına, onun gücüne borçlu olduÄŸuna inanırlar.
Gök tanrı inancı Türklere Türk tabiatın bir ruhu olduÄŸuna Dolayısıyla GüneÅŸ Ay Yıldızlar yer suda AÄŸaç orman TaÅŸ kaya su ateÅŸ ve canlı cansız ne varsa bunları tanrının yarattığı olarak kabul ederek koruma ile görevleri olduklarına inanırlar. Bu inançlarını yine Türk Töresinde olmazsa olmaz olan Atalar kültü ile de kilitlemiÅŸ deÄŸiÅŸmez bir madde olarak Türk'ün Anayasası kabul edilen Türk Töresi içerisinde yer vermiÅŸtir.
Maalesef ki Türklerin bu inancını 1552 yılında Rusların Kırım hanlığını ele geçirmesinden itibaren baÅŸlayan Türklere yönelik kültür Savaşı içerisinde zarar verilmeye baÅŸlamıştır. O tarihten bu yana Türk inancı ve kültürü bir yandan çalınarak baÅŸka ülkenin tarihine ve kültürüne yapıştırılırken , diÄŸer yandan kirli bilgilerle donatılarak adını Åžaman ve Åžamanizm gibi bir takım pagan topluluklarına veya Güney Amerika'da bulunan inançlara baÄŸlamaya çalışmaktalar. Bu konuyu Türk ırkına düÅŸman olanların varlığını burada anmaktan geri durmak istemiyorum.
Türkler hiçbir ÅŸekilde inançlarını bir din geleneÄŸi halinde kabul etmemiÅŸlerdir. Bir din olarak isimlendirmekten her zaman kaçınmış geleneksel Türk inancının temelini oluÅŸturan Gök Tanrı inancını Yüce yaratıcının onlara bir hediyesi olarak kabul etmiÅŸtir.
Gök tanrının hiçbir ÅŸekilde sureti resmi veyahut da heykel gibi put gibi bir ÅŸekilde betimlenmemiÅŸtir. Çünkü her ÅŸeyin kaynağının Yüce yaratan Gök Tanrı olduÄŸuna her ÅŸeyi Gök Tanrının düzenlediÄŸine, yönetime iktidara verilen tüm gücü Gök Tanrının Kut vererek kaynak saÄŸladığını ve bu kaynakta Türk'ün yüceldiÄŸini ve korunduÄŸuna inanırlar.
KÖK TENGÄ°RÄ° / GÖK TANRI Ä°NANCINA AÇILAN SAVAÅž
Bu yazının devamı için aÅŸagıda ki linki tıklayın
ÖZ TAMGASI
Gökyüzü gözlemlerini takip eden Türkler gök yüzünün döngüsel hareketlerden etkilenerek bugün SVASTÄ°KA veya GAMALI HAÇ olarak bilinen ön Türklerden itibaren ön plana çıkmış döngüsel GÖK ÇIKRIÄžI - GÖK ÇARKI ya da ÇARKIFELEK olarak adlandırılmış bu tamgayı Gök tanrıyı iÅŸaret etmesi manasıyla da kullanmışlar.
​
Bu tamga da bütün boyutları ve alemleri iÅŸaret eden zaman kavramlarını birleÅŸtirerek insanlara evrenlerin ve yaÅŸadığımız dünyanın sahibinin Yüce yaratan yani Gök Tanrı / KÖK Tengiri olduÄŸunu bu iÅŸaret ile anlatmaya çalışmışlardır yani;GÖK TANRI veya KÖK TENGÄ°RÄ° Her ÅŸeyi yoktan var eden yaratıcı olduÄŸunu gösteren bir tamgadır.
​
Bu tamga ile eski Türkler ,Gök Tanrı inancında var olan Yüce yaratıcının yaratmış olduÄŸu canlı cansız ne varsa onu yaratırken kendinden verdiginden dolayı o varlığın RUHUNUN , TÄ°NÄ°NÄ°N , ÖZÜNÜN , TÖZÜNÜN , BÄ°LÄ°NCÄ°'NÄ°N o canlı yada cansız yaratıgında var olduguna inanır.
Türk Tarihinde kam mı ÅŸaman mı?
Ne yazıktır ki kendi tarihçilerimiz dahi on binlerce yıllık gizemli Türk tarihi içinde son derece önemli yeri olan Türk Kamlarını, batılların aÄŸzı ile “ Åžaman ” ismi olarak vermekteler. Hatta Türk tarihçileri, batılıların bilerek yaptıkları ve “ Åžaman” dedikleri bu ismi kullanarak yine Türk tarihi üzerinde bilgi kirliliÄŸi yaratanları destekleri gibi onlarda bu ismi kullanıyorlar. Sadece bu isim kullanılarak Türk Kam’larına zarar verilmiyor, onları din adamı gibi göstererek yeni bir din yaratmak için uÄŸraşıyor adını da “Åžamanizim” diye koymaya çalışıyorlar.
Oysa “ ÅžAMAN “ ismi, Orta Asya Sibirya bölgesinde ki Topluluklarının dil köklerinden gelen dillerin ortak bir tabiri olup, kesin Tunguzcadan gelmektedir. ( Tunguzlar ayrıca MoÄŸol kökenlidir ) Türkler hiçbir ÅŸekilde geçmiÅŸ Antik kadim tarihinde de daha sonra ki zamanlarda da bu ismi kullanmamışlardır. Binlerce yıl boyunca, Türk insanları, Türk Obaların da yer alan bu bilge insanlara “ Kam ” demiÅŸlerdir.