TANRI TEK VE ULUDUR

TÜRKLERİN GÖK TANRI İNANCIN DA VARLIK KAVRAMI

Gök Tanrının yarattığı tüm varlıkların ruhu/tini/özü/tözü/bilinci vardır.

Şaman denmesi bilinçlidir ?

Ne yazıktır ki kendi tarihçilerimiz dahi on binlerce yıllık gizemli Türk tarihi içinde son derece önemli yeri olan Türk Kamlarını, batılların ağzı ile “ Şaman ” ismi olarak vermekteler. Hatta Türk tarihçileri, batılıların bilerek yaptıkları ve “ Şaman” dedikleri bu ismi kullanarak yine Türk tarihi üzerinde bilgi kirliliği yaratanları destekleri gibi onlarda bu ismi kullanıyorlar. Sadece bu isim kullanılarak Türk Kam’larına zarar verilmiyor, onları din adamı gibi göstererek yeni bir din yaratmak için uğraşıyor adını da “Şamanizim” diye koymaya çalışıyorlar.
Oysa “ ŞAMAN “ ismi, Orta Asya Sibirya bölgesinde ki Topluluklarının dil köklerinden gelen dillerin ortak bir tabiri olup, kesin Tunguzcadan gelmektedir. ( Tunguzlar ayrıca Moğol kökenlidir ) Türkler hiçbir şekilde geçmiş Antik kadim tarihinde de daha sonra ki zamanlarda da bu ismi kullanmamışlardır. Binlerce yıl boyunca, Türk insanları, Türk Obaların da yer alan bu bilge insanlara “ Kam ” demişlerdir.

ÇALAMA BAĞLAMA

Türk örf adet gelen ve göreneklerinde yer alan ÇALAMA bağlama geleneği.

Türklerin Gök Tanrı inancında kanlı kurban ve dilek için kurban adamak yoktur.

Bu adak ve kurbanları yine Gök tanrı altında “iye, eye” olarak adlandırılan varlıkların, ormanda yaşadıklarına inanarak orman ve dağ ruhlarına kurban yerine veya istedikleri dilek için adadıkları kurban yerine geçmektedir.
Bu ritüel kutsal sayılan ağaçlara veya özel olarak dikilmiş anıt sayılan direklere ( Bu direklerde genellikle koç başı asılmıştır ) çaput bağlamak şeklinde gerçekleştiriliyor.Gök tanrı inancına göre Gök ve yer arası aracı kutsal sayılan bazı ağaçlar kabul edilmiştir..
Moğolistan, İskandinav ülkeleri , kızay amerika yerlilerin de Güney amerika yerlilerinde Nepalve Çin , ‘ de bu ağaca çabut bağlamak ritüeli görülmüştür.
Türklerin Gök Tanrı / Kök Tengiri inancında yer alan “Saçı saçmak ” ve “Çalama” özellikle kötü ruhlara karşı korumada işçinde yapılmaktadır. Türklerin inanç isteminde 3 madde olarak yer alan doğaya olan saygı ve sevgileri ile onları koruma emrinin tanrıdan gelmesinden dolayı bu atalar kültüne Türkler çok bağlıdır. Ayrıca ve özellikle " İyi/ eye " olarak adlandırdıkları ve inandıkları ( diğer dinlerdeki melek İnancı gibi ) varlıklardan da dilek tutarak isteklerini sunarlar
Bu inancın örf adet gelenek ve görenekler ile günümüze kadar geldiğini de hatırlatmak isterim.
Bunlar şöyle bir göz atarsak ; Dilek ve kötü ruhların şerrinden korunma amaçlanan adetleşmiş bu ritüel de günümüzde .
Nişan törenlerinde yüzüklere bağlanan kırmızı kurdeleler,
Lohusa kadının başına bağlanan kırmızı kurdeleler,
Al basmasın diye bebeklerin beşiklerine ya da yatak başlarına asıla kırmız tülbent
Okumaya başaran çocukların yakasına takılan kırmızı kurdeleler ,
veya dilek ağacı olarak bazı ağaçlara asılmış rengarenk çabukları görmemiz mümkün.
Uluç Levent ERTURHAN